26 Haziran 2015 Cuma

Gezi Fotoğrafları Çekmek

Bir geziden eve döndüğümde yapmaktan en zevk aldığım şey şüphesiz ki gezi sırasında çektiğim fotoğraflara bakmak. Yalnız son zamanlarda güzel bir yere giderken hep bir çelişki: Fotoğraf makinamı alacak mıyım? Alsam bir türlü, almasam bir türlü.. Alırsam, çocuğu mu taşıyacağım, peşinde mi dolaşacağım, eşyalarına mı sahip çıkacağım, fotoğraf mı çekeceğim? Bazen makinayı taşıma cesaretini gösteriyorum, bazense 'pehh boşver ya' deyip yanıma almıyorum ve almadığımda isnisnasız her defasında pişman oluyorum. 

Gezilere gittiğimizde fotoğraf makinam yanımdaysa genelde bizimkilere poz verdirmektense doğal hallerini çekmeyi seviyorum. Bazen arkadan, bazen yandan, bazen tepeden.. Anı bozmamaya çalışarak.. Haydi şimdi herkes kameraya baksın dediğim o kadar az ki.. Zaten yeni bir yerde oraya buraya koşturan bir çocuğu fotoğraf için durdurabilen beri gelsin. 
Geçtiğimiz haftalarda Los Angeles hayvanat bahçesine gittik. Kocaman bir botanik bahçenin içinde kurulmuş harika bir hayvanat bahçesi. Binbir türlü ağaç, çiçek, bitki.. Los Angeles gibi bir metropoldesin ama tam bir balta girmemiş ormanın içindesin aynı zamanda. Gerçekten çok hoştu. 

Gittiğimizde bilet almak için gişeye girdiğimizde güzel bir sürprizle karşılaştık hatta. Sırada beklerken birden Mustafa Sandal'dan 'Sorma' şarkısı çalmaya başladı. 

 Daha önce Amerika'da birçok kez Tarkan'ın Türkçe şarkılarının çaldığını duymuştuk ama Mustafa Sandal'ı sanırım ilk kez duyuyorduk. İnsanın yüzüne anında bir gülümseme geliyor, içi pır pır ediyor :)

Ve tabi sonra bütün gün dilimizde zaten çok sevdiğimiz şarkı:
~Benim aşka inancım kalmadı hiç, sorma sormaaaaa...

Fotoğraf konusuna geri dönersek.. Gezilerde detayları çekmeyi çok seviyorum. Bazen detaylarda çok güzel şeyler gizli oluyor. Elimde fotoğraf makinam varsa detaylara daha da dikkat ediyorum zaten. 'Neyi nasıl çekersem buranın üzerimde bıraktığı etkiyi yansıtabilirim?' diye düşünüyorum, etrafımdaki küçük güzelliklere daha da bir dikkat ediyorum. Ve onlara bakınca mutlu oluyorum. Zaten fotoğraf çekmek -çektiğin şey ister yeni bir yer, ister bir insan, ister bir nesne olsun - insanın farkındalığını kesinlikle arttırıyor diye düşünüyorum. Eğer aşkla çekiyorsan, çektiğine inanılmaz yoğunlaştığın zamanlar oluyor. Normalde görmediğin o kadar çok şey görüyorsun ki.. O küçük anın önemini daha iyi kavrıyorsun sanki.. 
Bazı kişiler birşeyin önünde durup herkesin kameraya baktığı fotoğrafları sever, diğerlerini daha bilgisayara bile atmadan siliverir. Bana göre arkadan çekilmiş ama anın ruhunu yansıtan fotoğraflar da ilginç ve sevimli olabiliyor.

Gorilleri tellerin ardından değil üstten görebilsin diye kendini yukarı kaldırtan 3.5 yaşında bir bücürün bu isteğinin babası tarafından kabul edilmesi detayı benim için değerli mesela. Küçük ama fotoğraflanmayı hak eden bir an. Giysisi sıyrılmış, fanilası görünmüş banane. Bir çocuğun 'gerçek' anı bu, öyle değil mi? 

Diyeceğim o ki, gezilerde bence çok kasmamalı. Güzellikleri olduğu gibi paylaşmalı. Poz verdirmek, bir binanın önünde durup kameraya 'cheeseee' demek çok da gerekli değil. Hatta hiç gerekli değil. Akışına bırakın. Nefes kesen bir manzaraya arkasını dönüp kameraya gülümseyen bir kişiyi çekmektense, kişinin o manzaraya bakarkenki gözlerindeki ışıltıyı yakalamaya çalışın. Emin olun yıllar sonra baktığınızda o fotoğraflar daha hoşunuza gidecek. Hatta yüksek ihtimalle sizi o ana geri götürecek fotoğraflar onlar olacak.. 

5 Haziran 2015 Cuma

Baby Shower Partim

Harika arkadaşlara sahip olduğum için çok şanslıyım. Koray'a hamileyken sevgili Elmas ve Aysel'in Elmas'ın evinde benim için hazırladıkları Baby Shower partisi kelimenin tam anlamıyla mükemmeldi. Günlerce öncesinden başlayıp gece gündüz çalıştılar ve harika parti dekorları ortaya çıkardılar. Elmas parti konusunda tam bir fikir bombasıydı. 'Ready to Pop' temasından tut, tek tek elleriyle hazırladığı birçok dekora kadar her detay son derece orjinal ve özeldi.




Diaper cake'imiz


Cupcake'lerin üzerindeki patlamış mısır görünümlü marshmallow'lar, çok ama çok şekerdi.

'Ready to Pop' harflerinin altında davetlilerin bebeğim için yazdığı küçük notlar var. Yıllarca saklayacağım harika bir hatıra! 


 Lezzetli yemeklerimiz yine sevgili Elmas ve Aysel tarafından hazırlandı.






Kapı süsümüzdeki resmi bu dekor için özel çektik. Tam 'patlamaya hazır' ben!! :))

Normalde baby shower partilerinde anne adayı odaklı oynanan oyunlar yerine bu sefer DIY projelerle uğraştık. Yaptığımız ilk şey mumluk dekore etmekti. Simler, tüller, yapışkanları kullanarak herkes mumluklarını arzu ettiği gibi süsledi.







 Ve de son olarak boncuklarımızla kendimize güzel bileklikler hazırladık.
Bu harika parti benim için unutulmaz bir anı oldu. Muhteşem dostluklar, lezzetli yemekler, bebeğim için cici hediyeler... Herşey bir baby shower partisinden bekleyeceğimden çok daha güzeldi. Canım arkadaşlarıma bir kez de buradan teşekkür etmek istiyorum.

31 Mayıs 2015 Pazar

Evim Zeynepin Evi'nde

Birkaç hafta önce sevgili Zeynep blogunun "Ev Turu" köşesinde bizim eve yer verdi. Dekorasyonla ilgili bu paylaşıma ben kendi blogumda da yer vermek istedim:

Yaklaşık 5 yıl önce California'ya ilk taşındığımızda Amerikan tipi büyük bir evde yaşama fikri beni çok heyecanlandırdı ve yeni evimi dekore etmek için ev eşyası satan mağazalardan çıkmaz oldum. Hoşuma giden şeyleri aldıkça kısa sürede her yer doldu ve kocaman evimiz küçücük hissi yaratmaya başladı..

Son zamanlarda sadelik ruhuma daha iyi geliyor. Artık iki çocuklu olan evimizde ne kadar az eşya varsa o kadar iyi oluyor diye düşünüyor, yavaş yavaş fazlalıklardan kurtulma çabası güdüyorum. Kızım doğduğunda ve emeklemeye başladığında önce sehpalardan kurtuldum, sonra yavaş yavaş biblolar, vazolar ve diğer dekoratif objelerden. 




Göze hitap eden ama bir fonksiyonu olmayan eşyaları kaldırıyor olsam da ihtiyacımız olan eşyalar konusunda çok seçiciyim. Birşey almadan yüz kere düşünürken buluyorum kendimi son zamanlarda. "Buna gerçekten ihtiyacım var mı? Bunu aldığımda gerçekten zevkle mi kullanacağım? Sıkılırsam evde nereye koyacağım? :)" gibi sorular dolanıyor sürekli beynimde... 


Fotoğrafçılığa başladığımdan beri evimin en önemli dekoratif objeleri içinde çocuklarımın fotoğraflarının olduğu fotoğraf çerçevelerim. Evin her yerindeler. Duvarlarda, masalarda, raflarda... Ve hala tamamlanmamış o kadar çok fotoğraf asma fikri var ki aklımda. Bu evden taşınma durumumuz olursa herhalde onlarca kutu fotoğraf çerçevesiyle dolu olacaktır :) 

Sadeliği sevsem de renkler benim için çok önemli. Renksiz bir evde yaşadığımı düşünemiyorum. Mesela canlı renklerden oluşan koltuk yastıklarımı ve masa örtülerimi her mevsim kullanabilirim. Pastel renkler yada koyu renkler bana göre değil. Beyaz yada krem rengi üzerine döşenmiş zengin renkleri olan desenler  her zaman favorim. 






Kızım Melodi'nin yatak odasını kardeşiyle paylaşabilmesi için düzenleme aşamasında olduğumuz için duvarlar epey boş ama aklımda olan şey, birlikte çekilmiş sevdiğim bir fotoğraflarını büyük boy tab edip Melodi'nin yatağının başındaki duvara asmak. Bakalım ne zaman? Acelemiz yok :)



Evimizin en renksiz odası yatak odası sanırım. Siyah beyaz ağırlıklı odayı tek renklendiren şey kitaplar ve vazodaki sarı bir çiçek. Yatak odasındaki bu yalınlık huzur veriyor ve bence uyumayı kolaylaştırıyor.

Çalışma/hobi/bilgisayar odamızsa evimizin en çok kullandığımız odalarından biri - tabiri caizse 'home office' imiz. Her zaman dağınık olan (Odanın tam fotoğrafını çekemememin sebebi bu evet
 :)))) bu odada üç masamız var.  Benim ve eşimin bilgisayar masaları ve son zamanlarda Melodi için koyduğumuz boyama, çizme, elişi yapma masası. Ikinci katta ve büyük pencereleri sayesinde her zaman son derece aydınlık olan bu oda favorim. Çektiğim fotoğrafları burada düzenliyor ve basıyorum. Kendim için albümler, müşterilerim için süslü paketlerde sunulmuş fotoğraflar hazırlıyorum.





Son olarak bir de eskiden fotoğraf stüdyosu olarak kullandığım şimdilerde ise oyuncakları toparlayan küçük bir oyun odamız var. Şu an tekrar renovasyon (!) aşamasında olan bu odanın fotoğraflarına blogumdan göz atabilirsiniz. Düzenlenmiş, fazla oyuncaklardan arınmış halini yakında tekrar paylaşırım.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...