7 Ağustos 2014 Perşembe

Işıkla Dans

Bir önceki post'umda fotoğrafçılıkla ilgili paylaşımlarda bulunmak istediğimden bahsetmiştim, ve aldığım tepkiler karşısında nasıl mutlu oldum anlatamam. Güzel ve teşvik edici yorumlarınız için çok teşekkürler. Ben bu yazı dizisine fotoğrafın kalbi olan "ışık" konusuyla başlamak istiyorum.

Fotoğraf çekmek ışıkla dans etmek gibi birşey. Onu arkanıza, sağınıza, solunuza önünüze alarak, aynı ortamda, aynı objeyi yada modeli çekmek suretiyle bambaşka sonuçlar elde edebilirsiniz.

Mesela en doğal ışık olan güneş ışığını ele alalım. Portre çekmek için öğlen saatinde güneş tam tepedeyken çıktıysanız güneş ışığı çektiğiniz kişinin tam başına vurur ve yüzüne yer yer gölgeler olarak yansır. Kişinin burnunun altında, çenesinde vs. oluşan gölgeler istenen bir sonuç değildir. Gölge düşen kısımları açmaya çalışırken yüzün normal ışık alan kısımlarını iyice aydınlatma ihtimaliniz çok yüksektir. Ve bu da yüzün yarısında detayların kaybolmasına neden olur.

E ne yapalım yani, öğlen saatinde hiç mi fotoğraf çekmeyelim? Ya çekmemiz gerekiyorsa? diyebilirsiniz. O zaman yapılacak en iyi şey, bir gölge bulmak ve çekeceğiniz kişiyi gölgeye almaktır. Gölgede çekeceğiniz fotoğrafla, keskin güneşin altında çekeceğiniz fotoğraf arasında dağlar kadar fark olduğunu göreceksiniz.

Yandaki fotoğrafları karşılaştırırsak soldakinde gözlerin çevresinde, yanakların altında ve çenede gölge olduğunu görüyoruz. Sandalyenin gölgesinden de belli olacağı gibi bu tam öğle saatinde çekilmiş bir fotoğraf. Sağdakinde ise model gölgede, ve ışık yüzüne eşit oranda düşmüş.

Yok illa dik gelen güneşin altında çekmem gerekiyor diyorsanız bir reflektör yardımıyla gelen ışığı yansıtarak ve yayarak karanlık kalan kısımları aydınlatma tekniklerini kullanabilirsiniz. (Bunu ayrı bir yazıyla açıklamak gerek).

Bu durumda dışarda ne zaman çekim yapmak iyi bir fikir? Sabah? Akşamüstü? Cevap: İkisi de! Sabah güneş doğarken, ve akşam güneş batarken güneş eğik açıdadır, ve ışık çektiğiniz kişinin yüzüne eşit olarak gelir. Dolayısıyla, güzel bir sonuç elde edersiniz. Benim fotoğraf çekmek için en sevdiğim zaman "golden hour" denilen vakitler. Yani güneş doğduktan sonraki 1 saat ve batmadan önceki 1 saat.  Sabahları genelde o kadar erken kalkamadığım için dış çekimlerimi (özellikle portre) çoğunlukla güneş batmadan önceki golden hour'da yapıyorum. O saatte güneş iyice aşağı inmiş, portakal rengine dönmüş oluyor, ve tadından yenmiyor :) Deneyin, göreceksiniz!

Güneşi arkanıza aldığınız fotoğraflarda ışık çekilen kişiyi mükemmel bir şekilde aydınlatır, ve ideal bir fotoğraf elde edersiniz. Işığı tam karşınıza aldığınızda ise yine mükemmel bir fotoğraf elde etme potansiyeliniz vardır ama bu biraz beceri ve tecrübe gerektirir.  Ve tabi iyi bir ekipman. Böyle bir fotoğrafın çekimini ayrı bir yazıyla uzun uzun anlatmak gerekir. Şimdilik onu erteleme hakkımı kullanmak istiyorum :)


Fotoğrafçılık en iyi deneyerek öğreniliyor. Günün farklı zamanlarında makinanızı kaptığınız gibi dışarı çıkın ve çekim yapmayı deneyin. Deklanşöre rastgele basmadan önce bir bakın, ışık nereden geliyor? Objemi nereye yerleştirmeliyim? Deneyin, deneyin, deneyin. Sağdan, soldan , alttan, yukardan, önden, arkadan gelen ışıklarla deneyler yapın. İnsan ışığı kullanmayı ancak öyle öğrenebiliyor.

Evdeyken çekim yaparken de durum aynı. Ortamda yeterli ışık varsa harika bir fotoğraf çekme ihtimaliniz çok daha yüksek. Ben evde Melodi'nin fotoğraflarını çekmek istediğimde bulunduğumuz odanın tül ve perdelerini açıyor ve içeri giren her bir güneş ışığını maksimum oranda kullanmaya çalışıyorum. Salondaki büyük penceremizin tam karşısında duran koltuğu gerekirse çekiyor, arkasındaki boş duvarın önüne Melodi'yi yerleştiriyorum:) Çocuk elbette durduğu yerde durup bana poz vermiyor o ayrı ama eğer ben fotoğraf çekmek istiyorsam onun önüne ilgileneceği birşeyler veriyorum ve o oynarken ben de çekimimi yapıyorum.

Evdeki çekimleriniz için en ışık alan ve arkaplanı en temiz ve düzenli olan yerleri tespit etmekle başlayabilirsiniz. Işık direk karşıdan gelmek zorunda değil. Yandaki pencereden gelen ışığın çok iyi olduğu bir ortamınız varsa onu kullanmayı deneyin. Yan ışık kendi kendine yeterli olabilir. Yada yeterli gelmiyorsa pencerenin tam karşısına ışığı yansıtan ve reflektör görevi gören beyaz bir şey (beyaz büyük bir karton mukavva koyabilirsiniz yada ne kadar realistik olur bilmiyorum ama bir çarşaf bile gerebilirsiniz, yaratıcılığınıza ve elinizdeki beyaz ve ışığı yansıtabilecek malzemelere kalmış). Böylece objenize yada modelinize hem sağdan hem de soldan ışık gelmiş olur ve fotoğrafınız çok daha iyi aydınlanır.


7 yorum:

  1. Fazlasıyla merak uyandırıcı bir etkinlik... Ben dahil eminim herkes pürdikkat okumuştur. Çok yararlı bir yazı olmuş.
    Tecrübelerine sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Hadi hayırlı olsun :) bu konudaki takiplerime ön sandalyeden devam etmek ıstıyorum... Yerimi ayırın kaydımı yapın lütfen :)
    Fotoğraflarınızda ışık çok belirgin , parlak resimler çektiğinizi düşünmüştüm hep, ilk konunun buradan gelmesi sevindirici ...
    sevgilerimi ve teşekkürlerimi yolluyorum bu aydınlatıcı ! yazı için :)

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Güzel bir başlangıç oldu, vira bismillah:)
    Peki İpek Hanım, şunu sormak isterim; ben fotoğraflarımdaki düzenlemeleri yapabilmek için şimdilik photoscape kullanıyorum. Photoshope kullanan bir için bu çok amatörce gelebilir ama başlangıç seviyesinde olan ben için bu bir gelişme:)) Sorum şu, bu programlarda basit ayarlar oluyor, mesela arka ışığı artırma yada azaltma gibi. Profesyonel fotoğrafçılar da bu yöntemleri kullanıyor mu? Yoksa, çekim esnasında ışığı o kadar iyi planlıyor ve kullanıyorlar ki, buna gerek kalmıyor mu demeliyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Beyza, çekim sırasında ışığı en etkin şekilde kullanıp en ideal fotoğrafı elde etmek tabi ki de ilk hedef ama çekim sonrası bilgisayarda yapılan aydınlatma, kontrast, renk arttırma, vs. profesyonel fotoğrafçılar arasında da yaygın, hatta bunlar da fotoğrafçılığın bir parçası ve olmazsa olmazı.

      Sil
    2. Karınca hızıyla olsa da doğru yoldayım o halde:) Fotoğraf konusunda insan zaman geçtikçe daha tatminsiz oluyor ve merakla araştırıp öğrenmeye çalışıyor sanırım. Önce güzel bir kompozisyon oluşturabilme merakı, iışığı güzel kullanma hevesş, flu/net çekimler, gece çekimleri, hareketli nesne çekimi, panoromik çekim,.. Yol çoook uzun:) Teşekkürler bu arada yanıtınız için:)

      Sil
  5. Senden öğreneceğimiz çok şey var.Yazılarının devamını merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil

Yorumunuz icin simdiden tesekkurler :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...