Geçenlerde Melodi'ye bir peri masalları kitabı aldım. Ve kitap anında favori kitabı oldu. Bütün gün okuyoruz(!), yetmiyor gece yatmadan önce de anlatıyoruz. İçindeki masalların bazıları Kırmızı Başlıklı Kız, Cinderalla, Pamuk Prenses, Hansel ve Gratel.
Yahu masalların hepsinin içinde kötü cadı, aç kurt,kötü kraliçe, kötü üvey anne, zehirli elma, vs. olmak zorunda mı? Anlatırken kaç takla attığımız belli değil..
"Kötü cadı aslında Hansel ve Gratel'i kafese kilitlemek istememiş ama kafesin kapısı aniden kapanmış ve çocuklar içerde kalmııııııış..."
"Kurt çok acıkmış ve kırmızı başlıklı kızın sepetindeki kurabiyelerin üstüne atlamış!..."
vs. vs.
:)
Bir yerde okumuştum. Bir resme bakarak değişik değişik hikayeler anlatmak çocukların hayal gücünü geliştiriyormuş.. Oradan esinlenerek (ve tabi bir de korkmasını engellemek için) biz de masalları hemen hemen her defasında biraz değiştirerek anlatmaya çalışıyoruz ve şu an bu konuda uzman olduğumuzdan eminim :) Uydur uydur anlat.. Kırmızı başlıklı kız ormanda kurtla karşılaşana kadar ne uçağa binmediği kalıyor, ne denizin altında balıklarla muhabbet etmediği.. :))
Hepsini ilgiyle dinliyor da, ben kazara 'kötü cadı', yada 'kötü kurt' falan dersem, işte o zaman gözleri fal taşı gibi açılıyor, antenler dikiliyor.. Sanki hikayenin doğrusunun o olduğunu biliyor da, onu kandırdığımızı anlıyor o dakikada.. Ben de suçüstü yakalanmış gibi hissediyorum, geri adım atmaya çalışıyorum ama çok geç olmuş oluyor. Bir dahaki sefere elinde kitapla koşa koşa gelirken 'Hansel Gratel, kötü cadı" diyerek o versiyonu istiyor.. :)
Çocukların dünyası o kadar küçük ama aynı zamanda o kadar renkli ve zengin ki. Her bir detayı sünger gibi emiyorlar ve akıllarında tutuyorlar.. İnsan çocuğunu kötü şeylerle tanıştırma konusunu hep erteliyor. Korkutur da rüyasına girer, yada psikolojisini bozar diye cadılardan, kötü insanlardan bahsetmekten kaçınıyor. Hele de bu kadar küçükken..
Masallar ve hikayeler sadece pamuk prensesin zerafetini, iyilik peşinde koşan insanları, mutlu ve oyun oynamayı çok seven arkadaşları anlatsa daha sıkıcı olur muydu acaba? Yada daha az (!) öğretici?
masalları hep ben uydururdum Alp'e şimdi hatırlıyorumda, sen anlatınca, tazelendi zihnimde o günler:) Elime bir kitap alır, genelde, resimlerine bakarak hikayeyi ben yazardım.
YanıtlaSilAynı kitap içinde binlerce hikaye olmuştu:)
Keşke diyorum yazsaymışım o hikayeleri o zaman.
Mesela Ardıç kuşu ile ilgili bir masal anlatmıştım, ağaçtan düşüp kanadını kırmıştı ama yavru tavşan onu korumaya alıp, yuvasına taşımıştı. Alp hala hatırlar ve arkadaşları ile paylaştığında, onlarda bilmiyoruz dediklerinde, çok şaşırmış:)
Ne güzel, masallar, hikayeler hayal gücünü geliştiriyor çocukların ve bence kötü karakterlerin olması çok iyi. Gerçek hayatta ta masallardaki o köyü karakterlerle karşılaşınca en azından ne yapacaklarını şaşırmazlar:)
Mis gibi fotoğraflar gene, sabah sabah...melodi ile güne başlamak çok güzel.
sen kendın masal perısısın zaten sen kendın masalsın *-*
YanıtlaSilTabii ki olmazdı ama kötüler olmasa iyiler de bilinmezdi herhalde. Maalesef bu yaşta korkacaklarına katılıyorum tabii ama kötü insanlar olduğunu bilmeleri de çok önemli. Herkese kucak açarak koşmamalılar. Onları korumalıyız kötülerden. Bu arada Melodi sanki biraz büyümüş :) Çok güzel, çok tatlı... Allah nazarlardan korusun.
YanıtlaSilMaşallah bu meleğe (:
YanıtlaSilBana da destek olur musunuz?
http://dreamsbabexo.blogspot.com.tr/
bütün anneler için geçerli bir durum bu demek ki:) biz de kötü kısımları atlıyoruz ama anlıyor tabi resimlerden bile :) her şeyi sünger gibi emiyorlar hakikaten.. uydur uydur anlat kısmı ne doğru bizde de durum aynı kırmızı başlıklı kız için :)
YanıtlaSilha bide olur da atlarsak hatırlatıyor o uydurduğumuz masalı bile :)
keşke hiç olmasa kötüler, kötülükler biz her ne kadar korusak ta öğrenmeleri de gerekiyor diye düşünüyorum. sonra dışarı çıkınca afallıyor çocuklar :(