Benim icin 2010'un son kitabi Into the Wild oldu. Yabana Dogru diye cevirmisler Turkceye. Bu da beni benden alan baska bir yasanmis hayat oykusu. Inanilmaz etkileyici bir insan, inanilmaz etkileyici bir olay.
Yil 1992. Christopher McCandless 24 yasinda sahip oldugu 24.000$ i bagislayip, adini degistirip kendine medeniyetten uzak bir yasam kurmak icin yaninda sadece bir sirt cantasiyla otostop cekerek Alaska'ya gider. Aradigi sey gercekliktir ve bunu ancak vahsi dogada bulabilecegine inanmaktadir.
Jack London (Vahsete Cagri), Tolstoy, Thoreau, macerasi boyunca kitaplarini okudugu ve kendini buldugu yazarlardan bazilari.
Vahsi dogada gecen 4 ayin sonunda acliktan oldukten sonra cansiz bedeni bulunur ve gazeteye haber olur. Bunun uzerine onu yolculugu boyunca Alex adiyla (yeni ismi) taniyanlardan onlarca telefon alan gazeteci, Chris McCandless'in oykusunu kitaplastirmaya karar verir ve bu kitap cikar ortaya, ve daha sonra da izlenme rekorlari kiran film: Into the wild (2007 yapim). Kitabi okuyan ve oykude kendinden birseyler bulan insanlar bir facebook sayfasi da acmislar Chris icin. Sayfada binlerce insan Chris'e olan hayranligini dile getiriyor. Etkilenmemek mumkun degil.. Cok huzunlu ama cok guzel bir kitap.
Bu arada Chris'in maceranin sonlarina dogru gunlugune yazdigi bir cumle: Happiness is real when it is shared!..
Into the wild'in filmini izlemiştim ben.. kitabı olduğundan haberdar değildim sizde görene dek.. hiç unutmadım filmi.. çok etkilenmiştim.. gerçek hayattan olması daha da etkileyici kılıyordu tabi filmi.. zaten yönetmen de sean penn olunca iyi birşeyler çıkıyor ortaya illa ki... sevgiler..
YanıtlaSilFilmini izlemeyecegim gunu dort gozle bekliyorum ben de. Izleyince yorumlarimi yazarim tekrar belki. Tesekkurler ve sevgiler..:)
YanıtlaSilsoundtrack'i gerçekten çok iyiydi.
YanıtlaSil